Turizm sektörüne sadece döviz kazandıran bir endüstri olarak bakılmamalıdır. Turizm aynı zamanda istihdam olanaklarını artırır, çevrenin korunmasına katkı sağlar ve kültürel etkileşim yaratır. Yaz mevsimi, turizm sektörü için oldukça önemli bir dönemdir. Türkiye de bu sektörde önemli bir paya sahiptir. Bu nedenle, bugünkü programımızda Türkiye’nin bu yılki turizm verilerini ele alacağız.

Bölgede yaşanan tüm olumsuz gelişmelere rağmen, Türkiye yeni bir genel seçim sürecini tamamladı ve böylece güçlü ekonomik, siyasi ve demokratik temellere sahip olduğunu bir kez daha gösterdi. Turizm sektörü siyasi istikrar ve sosyal güvenliğe oldukça duyarlı olduğundan, Türkiye’yi ziyaret eden turist sayısındaki artış, ülkeye duyulan güvenin arttığını göstermektedir. Öte yandan, Arap ülkeleri ve Rusya gibi iç sorunlarla boğuşan ülkelerden gelen turist sayısının azalması da oldukça doğaldır. Türkiye, aynı zamanda Yunanistan ve İspanya gibi turizmde güçlü rakiplerle yarışmaktadır. Bu ülkeler ciddi ekonomik krizlerle karşı karşıya kalmış ve yabancı turist çekebilmek için fiyatlarını ciddi şekilde düşürmüşlerdir. Bu nedenle, bu yılın Türkiye için zor geçeceği beklenmekteydi. Ancak, bu yıl Türkiye'ye gelen turist sayısındaki artış, durumun Türkiye lehine geliştiğini göstermektedir.

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy bu konuda şunları söyledi:

“Komşu ülkelerdeki tüm olumsuzluklara rağmen, Türkiye turizm sektörü bu yılı da başarıyla tamamladı. Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Turizm Örgütü’nün verilerine göre, 2014 yılında Türkiye, gelen turist sayısı bakımından dünyada altıncı, turizm geliri bakımından ise on ikinci sırada yer aldı.”

Başaran Ulusoy, turizm gelirlerinin ihracat gelirlerinin %21.8’ini oluşturduğunu ve dış ticaret açığının %40.6’sını kapattığını belirtti.

Turizm sektöründe, yabancı turistlerin yanı sıra yerli turistler de unutulmamalıdır. Kültürel etkileşimlerin artması ve yeni deneyimler kazanılması açısından yurt içi ve yurt dışı seyahatler oldukça önemlidir. Ayrıca, yerli turistler, turizm şirketlerinin mali istikrarı açısından da başlıca kaynaklardır.